Asıl ve En Sevilene... En Sevgiliye
  Seni tarif etmektedir bütün güzel isimler
 






Seni tarif etmektedir bütün güzel isimler

Ya Rabbi! Seni tarif etmektedir bütün güzel isimler

Sen güzel isimlerini aşikar etmezsen ruhum karanlıkta kalır

Esmaül Hüsna'na şahit yaz beni

Ya Melik!

Kimsenin kimseye fayda vermediği gün hüküm senin

Gökler yarılırken sahibim sensin

Yıldızlar dağılırken sahibim sensin

Varlığım bana ait değil varım yoğum senin

Elimde olanlar benim değil sahiplendiklerim de senin

 Yokluğa düşürme beni an senin

Darlık verme kalbime mekan senin

 Amin...

Ya İlâhel Âlemîn, Ya Erhamerrâhimin, Ya Hayyü Kayyum, Ya Rahman, Yâ Hakîm, Yâ Kerîm!.. Bütün âlemlerin, bütün mükevvenâtın Rabb'isin.

Çiçeklerin, balıkların, dağların, denizlerin, kuşların, yıldızların, semâların Rabb'isin. Mazlumların, çaresizlerin, gariplerin, kimsesizlerin, mahzunların Rabb'isin. Azizül Hakîm'sin, Kaadir-i Mutlak'sın...

Bizi affeyle... Habibin hürmetine; O'nun ashabında, ashâbına tabi olanlarda, onlara da tabi olanlarda, âlim ve velî kullarında tecelli eden nurlu güzellikler hürmetine affeyle bizi. Nedâmetin şuûruna, duânın hakikatine erdir; affına lâyık kıl. Bizi kendi halimize bırakırsan, duâmıza bile tevbe, tevbemize bile nedâmet lâzım. Bize "istikamet üzre" bulunabilme dengesinin ve tâkâtinin nimetini ihsan eyle. Bizi (asliyetiyle) duâ etmemiz gibi dua ettir, (hakikatiyle) tevbe etmemiz gibi tevbe ettir.

Perişânız... Zilletler içindeyiz... Nefsimizi terbiye ediyoruz derken onu pekiştiriyoruz... Gaflete yenik düşüyoruz... Musibetleri de nimetleri de anlayamıyoruz... İmanımıza derinlik ve inkişaf ver ki yolumuz aydınlansın. Yolumuz aydınlansın ki; tefekkür mahrumiyetinin hayatımızı paramparça eden buhranlarından kurtulabilelim. Bu kudûret, bu inkıbaz, bu taşlaşma halini, izninle, lütfunla, yardımınla aşma nasibine erebilelim.

Şahdamarımızdan daha yakınsın. Her şeyi bilirsin, her şeyi görürsün, her şeye gücün yeter. İfade edemediğimiz, dile getiremediğimiz kalbî-ruhî özümüzün hasretlerini niyazımız kabul eyle Yâ Rabbi! Bildirdin ki ancak onlar yükselir senin katına. Şuûrumuzu idrakimizi iz'ânımızı ahlâkımızı da onların, o hasret yangınlarının feyzine kavuştur.

Her bayram o saadetin müjdecisi, düşündürücüsü. Oruçla nefsi terbiyeden sonra bayram; nefsi kurban etme kavramı, bayramın derûnunda. Bayramların bayramı tevhidî saadet. Eriştir bizi bayramların bayramına Ya Rabbi. Dindir bu hasretimizi, bitir bu perişanlığımızı, ihsan eylediğin akıl nimetini nefsimizin tasallutundan kurtar; irademizi, imanî inkişafımızdan yükselen aydınlığın sevgi, vefa, rikkat, merhamet, hamiyet, haysiyet dolu hür ufuklarına tevcih eyle.

Affından ümit kesilmez, kendimizde ümit yok. Bütün acziyetimizle, acının değil hasretin gözyaşlarıyla sana yöneldik. Senden diliyoruz, senden bekliyoruz, affına sığınıyoruz.

Tevhidî şuur, tevhidî hasret, tevhidî istikamet, tevhidî tefekkür, tevhidî hürriyet, tevhidî saadet. Her şey bunun içinde. Ne ki bundan ayrı düşünülür; adı var kendi yok O'nun.

Sen zulmetmezsin. Nefsimiz zalim, ruhumuz mazlum. Kalbimizin nurunu örten nefsaniyet tortuları, aklımızı yolumuza düşman etmiş. Kendimizi çözmeyi bilmiyoruz ki, meselemizi çözelim. Çöz bizi. Bizi kendimize getir. Biz burada sadece, senin her şeyi bildiğini biliyoruz. Her şeye gücünün yettiğine inanmaktan başka gücümüz yok. Emanetlerinin, nimetlerinin hakkını veremiyoruz, onlarla bütünleşemiyoruz, onların bütünlüğünde hayatımızı bütünleştiremiyoruz. Sürgünde gibiyiz, hicranlar içindeyiz. Yaşadığımız hayat bizim değil. Bizim olmayanı yaşamak, yaşamak değil... Ama gecenin sessizliğinde akan gözyaşları bizim, ifadesiz ve rağbetsiz kalmış aciz tefekkür çırpınışlarının iniltileri bizim, karanlıklara saldığımız sessiz çığlıklar bizim. Onların hatırına bizi affeyle Yüce Rabbim!

Her kederin özel bir duası ve her duanın esma tecelliyatı ile ilgili bir sırrı var... Ya Hafîz, Ya Kerîm, Ya Vedûd... Ya Allah, Ya Allah, Ya Allah! Bizi bizden koru, bizi kimlik şaşkını olmaktan kurtar. Bizi şahsiyetimizle buluştur, bütünlüğümüzle ihya eyle. Bize Muhammed Mustafa (sas)'nın gerçek ümmeti olmak saadetini müyesser kıl. Ya Hayyü Kayyûm, Ya Hafîz, Ya Erhamerrâhimin...

 ... Açılan ellerimde, çırpınan yüreğim var. Temkine gelmeyen, ten kafesinde çırpındıkça kendini daha çok yaralayan deli yüreğim. Bağışla onu. (Amin)

 

M.ENGİN NOYAN

 
  Bugün 1 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı! Web Design By Şerife Çakır 2008  
 
tracker Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol