Asıl ve En Sevilene... En Sevgiliye
  GÖNÜL NUR-U CEMALİNDEN
 




ŞEHY ES’AD ERBİLÎ (1847-1931)

GÖNÜL NUR-U CEMALİNDEN


Gönül nûr-ı cemâlinden habîbim bir ziyâ ister

Gözüm hâk-i rehinden ey tabîbim tûtiyâ ister



Safâ-yı sîneme zulmet veren jeng-i günâhımdır

Aman ey kân-ı ihsân zulmet-i kalbim cilâ ister



Yetiş imdâda ey Şâh-ı risâlet rûz-ı mahşerde

Ki derd-i bî-devâ-ı ma’siyet senden şifâ ister



Ne âb-ı dîdeden rahat ne âh-ı sîneden imdâd

Benim bâr-ı günâhım lûtf-ı şâh-ı enbiyâ ister



Sarıldım dâmen-i ihsânına ey Şâfi-i ümmet

Dahîlek yâ Muhammed hasta cânım bir devâ ister



Gül-i ruhsârına meftûn olanlar şüphesiz sensiz

Ne mülk ü mâl ü cân ister ne de zevk ü safâ ister



N’ola bir kerre şâd olsun cemâl-i bâ-kemâlinle

Ki kemter bendeniz Es’ad sana olmak fedâ ister



Nûr-ı cemâl: Güzel yüzlü nur
Habîb: Sevgili
Ziyâ: Işık
Hâk-i rehin: Hapsedilmiş toprak
Tabîb: Doktor
Tûtiyâ: Sürme, çinko
Safâ-yı sîne: Keyifli gönül
Zulmet: Karanlık
Jeng-i günâh: Günah pası
Kân-ı ihsân: İhsan kaynağı
İmdâd: Yardım
Şâh-i risâlet: Gönderilenlerin önderi
Rûz-ı mahşer: Mahşer günü
Derd-i bî-devâ-ı ma’siyet: Devasız günah
erdi
Âb-ı dîde: Göz suyu, göz yaşı
Âh-ı sîne: Gönül ahı
Bâr-ı günâh: Günah sıkıntısı
Lûtf-ı şâh-ı enbiyâ: Nebilerin şahının lütfu
Dâmen-i ihsân: İyilik ödeyen, lütuf yapan
Şâfi-i ümmet: Ümmete şefaat eden
Dahîlek: Kendine kat, sana erdir
Gül-i ruhsâr: Gül yüzlü
Meftûn: Tutkun, aşık
Şâd: Sevinçli, memnun
Cemâl-i bâ-kemâl: Olgunluğa erişmiş güzel yüz
Kemter: İtibarsız, aşağı
Bende: Köle
 
  Bugün 1 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı! Web Design By Şerife Çakır 2008  
 
tracker Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol